27 Ağustos 2007 Pazartesi

Lütfen ego ayarınızla oynamayın!

Her şey kusursuzdu.
Çevremden gelen iltifatları büyük bir keyifle kabul ediyordum.
Kullandığım renk tonlarının yeni saç kesimimle olan ahenkli beraberliğine gelen beğeniler, kişiliğimin saklı kalmış köşelerine yöneldi.
Beynimin içinde ayıklayamadığım fikirler, dışarıdan bakanların takdirini kazandı.
Adamlar beni keşfetme maratonuna hazır, kadınlar mütevazı kişiliğimle barışıktı.
Hayran kalabalığımın ortasında dikilirken kendimden emin, egolarımla mutlu, giysilerim içinde huzurluydum.
Kimse içimdeki enkazın farkına varmadı.
Her şey aynada kendimden başkasını görmediğim an içerisinde gerçekleşti.
Çevremdeki beğeni ordusunu aşan kahraman savaşçı karşımda durdu.
“fena görünmüyorsun bugün” silahını üzerine doğrulttuğunda savunmasız yakalanan bedenim ilk darbesini aldı.
Ego ayarımda bir sorun yaşandı.
İlk kurşun elbisemi delip tenime ulaşmadı. Kendimi kurtarmak için çabalarken bir sonrakinden korunacak zamanım olmadı.
İkinci mermi tam hedefe doğrultuldu.“ben ne istediğimi bilmiyorum” bacağıma isabet etti.
Topallayarak kaçmaya çalışırken, beni koruyan beğeni kalkanı domino taşları gibi birbiri ardına döküldü.
Arkamı ona dönmeden sipere geçebilirsem hala hayatta kalabileceğime olan inancım ilerlememe yardım etti.
Üçüncü kez silah zekice ateşlendi.
“ben aslında sana umut vermek istemiyorum” hiçbir yalpalama yaşamadan yolunu buldu,
kalleş kurşun beni kalbimden vurdu!
Yere yıkılmadan önceki saniyede yüzündeki sakin ifade ve elimden akan kan ölmekte olduğunu haber verdi bana. Birkaç hafta komada kalan egom tüm çabalara rağmen kurtarılamadı.
Dün cenazesini kaldırdık
Narsist aile kabristanında, süper egonun yanında toprağa verdik.
Şimdi yeni bir hayat kurmaya çalışan benliğime yardım ediyorum.
başkalarına ayıracak vaktim yok.
Ego ayarında yaşanan teknik bir arıza nedeniyle ilişkimize bir süre ara vermiş bulunuyoruz. Lütfen alıcılarınızla oynamayın.

Hiç yorum yok: