27 Ağustos 2007 Pazartesi

Sinir atışı yazıları

Televizyonda gördüklerimizi en sevdiklerimize, ünlü aktörleri kendimize,kendimizi eskiden aynadan yansıyan görüntümüze benzetmekten, günün, anın, mekanın büyüsünü de kaybedip, bir de utanmadan buna ağlıyoruz sonunda. “Ben”i unutmadıkça seni sevebilirim! Onlar her zaman mutlu.


Kimi geceler bilgisayarın başına oturup, üstelik sarhoş bile değilken, hafifçe gülümseyerek yazılar yazıyoruz. Kelimelerin sırasını değiştirince yıllardır kullandığımız sözcükler daha bir farklı mı görünüyor ne?


Bugün dünden izler taşımadıkça katledilmeye mahkum. Yarın ertesi günün ilk sinyallerini vermeli. rüyalar yoluyla yaşamın içindeki bağları kurabiliyorken, sabahları yataktan kalkmamız zaman almalı. Ani gelişmeler, sürpriz ziyaretçiler, beklenmeyen haberler imha edilmeli! Yalnızlık borusu çaldı, korkular ilk hedefiniz mutluluk!


Yıllarda değişimlere inanmayan ben, eskiden gelenleri zamana yayılmış zannediyorum. beraber değişime inanıp, yalnız değişimleri yok saymak nasıl bir denklem olabilir ki?

1 yorum:

marla..* dedi ki...

bu denklemi uzun zamandır ben de çözmeye uğraşıyorum.. benim aynadan gördüğüm yansımamı aynen tanımlamışsın, bir başkasının elinden okuyunca kendimi terk etmek istedim..